Sunday, November 13, 2016

boyalı ve tütünlü ellerime baktığımda göremediğim geleceğim

şehrin sonunda....
en sonundayım artık
onlar için orası şehir değil
uzaktayım.
olmayacak mı yazmaycak mı bana da bir yorum yok mu olacağım
boyalar çıkmayacak
tütünler temizlenmeyecek mi
giremeyecek miyim dünyanıza
birkaç yerde şans eseri de olsa bilinmezden de olsa anmayacaklar mı?

ortadan içe doğru kıvrılıyor, uzuyor, küfür geçmiyor, kalbin hızlanmasın amman
hiçbir şey olmuyor

mavi.

herkes bir şeyi çok başarılı bir şekilde başarıyor değil mi?
göğsümüze rüzgar yemek de benim başarılı yanım değil değil
ağrıyor, sıkışıyor, unuttum.
umut dolu bir leniniste meursaulttan bahsettim
hak verdi ancak -ğini sanmıyorum.
ben.

kaçıyorum, , , , , ,
mahalledeki çocukların bazılarının başında takke var
kedilere koyduğum sütleri yıkanlar var
ha hani çok da umrumda olduğundan değil de ilk defa bir iyiliğe çok yaklaşmıştım
rus salatasına söndürülmüş sigaralar var
asimetrik, italyan, rus ve amerikan
konuşsam çok anlayacağım az güleceğim homoseksüeller varrr
beyaz yuvarlak büyük bir omuz başı hırrr
sar, sar, sar

kılıç.

yarın uzun saçlı ve çok ölümlü basit senaryolara sahip insanlar olacaklarrr
dinleyeceğim
mecburmuşum, köpekten korkmuşum
ANKSİYETE
tutanaksız bir film, geçirilmemiş - giydirilmemiş bir zaman
aynadan duman çıkıyor, içimden halat, dibimden sopa,
beğenin ulan diye haykırır vücuduna
çağrışım gücü, when silence drowns the screams
pazarlıkların ah basit içten pazarlıkların
güçsüzlük

çağ.



İbrahim Evin

No comments:

Post a Comment