Friday, June 10, 2016

yabancı dil bilmeyen ve resimlerde dahi olsa yüzü gülmeyen cevdet'in klişe çocukluk anıları

yazı yazmayı bilirdi ancak yazısı kötüydü. bir gece intihar etmeyi düşündü çünkü uykusu kaçmıştı. ilmiği boynuna geçirdiğinde aklına annesi geldi. ilmiği boynundan çıkardı. hayır yanlış anlamayın onun için, o üzülür diye vazgeçmedi. ona inat, o üzülsün diye vazgeçti. dvd'ye film falan koymadı, başını yastığa koydu. zihni yoğun nüfuslu bir bölgeydi, o yalnızlığı severdi. uyuyana dek zihnini yormaya çalıştı. yontulmaya çalışılan kişiliği geldi gözünün önüne. ona kızdılar. ona öğütler verdiler. o almadı. hayallerine 'işsiz kalırsın' dediler. kendi hayallerini küçük ancak acı verici iğnelerle zerk ettiler ona. yazdıklarını sakladı. yani biriktirmedi, okunmasın diye sakladı. kimse de okumaya yanaşmadı zaten. yazısı çirkindi bir kere. karanlıkta imparatorluklar kurdu. operalar yasakladı. yıkıldı,  savunuldu. zihni yoruluyordu. düşünceleri de bedenini yoruyordu. yastığı ters çevirmedi. pencereden dışarı bakmadı. ne kimseye yaranmak istedi ne de su içmek. yazıları vardı, az okunmuş,  hayallerinden aktarılmış. yazmak istedi biraz daha. yabancı dil bilmiyordu, resimlerde dahi yüzü gülmemişti. aklına çocukluk anıları, kağıda yazının sonu, aynı anda geldi.

ibrahim evin