burası konstantinapolis
seni ve beni birbirimizden ayıran hiçbir fark yok
icabında havai fişekler eşliğinde
ölümü kutlayabilirsin
tek şey bırakabilirim bu alacaklı çağa
kanlar içinde yatan bedenim olabilir.
aylaklığı anımsayarak ve umarak tüm
topraklardan çiçekçesine kopmayı
soluk soluk can vermeyi sınırlarda
bir at da düşebilir, uzaklarda ben de düşebilirim
annemin gözünden, geçmişimi görmekteyim.
içimde lağımlar varlar, fak fak
hakikat ağırlığıyla, boynumda o feslerin
gökten inme olduğu acımasız çağ.
matarama su, sırtıma da aşk koyasın
ki bilindiği üzre bu en büyük yüktür.
katanalarla deş, içine tükür,
allahı bulamadım leyla
yüzümü güldürür.
ibrahim evin