Saturday, March 19, 2016

natuk*

matiz kafa gezerken mahlenin en yalan dolan kabadayıları, zıvanasından son fırtı alan Halim, anam avradım olsun şimşek gibi koşturuyordu Yunan tanrılarının ellerindeki dalgaya benzeyen kelebeğiyle, önüne çıkanı kaptığı an öte dünyanın en okkalı odalarından birine rezerve yaptırılmış gibi postalıyordu allahıma, neyse ki dava uzun sürmedi çabuk ayıkladı lavukları, yüz yaşına merdiven dayamış aynı zamanda kaşarlanmış ablalardan alkış almayı başarmıştı bizimkisi, cakasına edilecek laf yoktu doğrusu, kaş kaldırıp gecenin içine doğru fiyakalı bir adım atarken Halim, lavukların çığlıkları tüm mahallenin kulaklarından sabaha kadar silinmemişti yemin olsun.

ibrahim evin

No comments:

Post a Comment